Sivilce ve Akne

Akne ile Sivilce Aynı mıdır?

Akne, günümüzde kadın ve erkek hemen her yaşta görülebilen yaygın bir cilt problemidir. Ergenlik çağında hormonal etkiyle başlayan akne daha ileri yaşlarda da değişik nedenlere bağlı olarak görülebilir. 20 li yaşlardan sonra başlayan akne ”erişkin akne” olarak tanımlanır, daha sık kadınlarda görülür ve tedaviye daha dirençlidir.

Ciltteki yağ bezlerinden kaynaklanan ve halk arasında yaygın olarak sivilce olarak isimlendirilen akne vulgaris hastalığı sivilceden daha farklı ve geniş bir tanımlamadır. Akne vulgaris; kırmızı, sarı renkte iltihaplı yada iltihapsız kabarcıklar, açık komedon olarak isimlendirdiğimiz siyah noktalar, kapalı komedon diye adlandırdığımız beyaz kabarcıklar, nodüler ya da kistik oluşumları içerir.

Bu tanımlamadan anlaşılacağı gibi; her sivilceyi akne olarak isimlendiremeyiz, ancak her akne problemi sivilceyi de içerir.
En sık yüzde görülmekle birlikte, akne rahatsızlığı; sırt, omuz, üst kollar, göğüs ve boyun bölgesi, saçlı deride de ortaya çıkabilir.
İz bırakma ihtimali ve kişinin sosyal açıdan özgüvenini azaltması nedeniyle erken dönemde tanının konulması ve tedavisinin başlanması önemlidir. Akne hangi yaşta ve hangi şiddette olursa olsun tıbbi bakım ve tedavi gerektiren bir durumdur, kendiliğinden geçmesi beklenmemelidir.

Akne Nasıl Oluşur?

Deride yağ bezlerinin salgısı olan ”sebum”un aşırı salgılanması ve ölü deri hücreleriyle birlikte gözenek olarak bilinen kıl foliküllerinin tıkanmasıyla beraber, içinde birikmesi akneyi başlatır. Bu yapıya cilt florasındaki bazı bakterilerin de eklenmesi, tıkanan kıl foliküllerinin parçalanması, cildin bu bölümlerinde bir yangı başlatır ve bünyesel farklılıklara da bağlı olarak klinik şiddeti değişik seviyelerde akne lezyonları oluşur. Bu süreç genetik, çevresel ve hormonal etkilerin de varlığıyla farklı şiddetlerde akne problemine yol açar.

Akne Klinik Olarak Nasıl Görülür?

Akne klinik özelliklerine göre çok farklı formlarda görülebilir. En çok yüzde görülmekle beraber  yağ bezlerinin bulunduğu;  gövde, saçlı deri ve kollarda, kol altları ve genital alanlarda da gözlenebilir. En hafif formu olan açık komedon akne; siyah noktalar şeklinde, kapalı komedon akne ise; cilt altında beyaz noktalar, kabarcıklar ve lekeler şeklinde görülür. Püstül dediğimiz ciltten kabarık kırmızı, sarı başlı lezyonlar,(papülopüstüler akne) nodül ve kist olarak isimlendirdiğimiz cilt altında ağrılı, sert, akıntılı şişlikler şeklinde (nodülokistik akne) ağır formlarda seyredebilir.

Fiziksel görüntünün bozulması nedeniyle psikolojik stres ve gerginliğe yol açabilir, toplumdan uzaklaşma, mutsuzluk ve depresyona neden olabilir.

Akne Oluşumunda Genetik Bir Yatkınlık Var mıdır?

Akne oluşumunda en önemli faktör genetik yatkınlıktır. Ailede akneden etkilenen birey sayısı arttıkça bu eğilim artar. Anne, baba ve kardeşlerin etkilenme oranlarına göre ergenler, ailesinde akne olmayan yaşıtlarından daha fazla risk altındadırlar. Bu kişiler genellikle daha çok sayıda ve daha aktif yağ bezlerine sahiptirler.

Adet Düzensizliği ve Hormonal Problemler ile Akne Arasında Bağlantı Var mı?

Akneye eşlik eden adet düzensizliği, kıllanma problemi, saçlarda dökülme, özellikle bel çevresinde yağlanma, ciltte çatlakların görülmesi bulgularından biri yada birkaçı birlikte varsa mutlaka altta yatan hormonal problem varlığı araştırılmalıdır. Altta yatan nedenler polikistik over (yumurtalık kistleri), böbrek üstü bezlerinin hastalığı veya insülin metabolizması bozukluğu olabilir. Lokal veya sistemik olarak kullanılan kortizonlu ilaçlar, progesteron içeriği yüksek hormonal tedaviler, B1 ve B2 vitamin takviyeleri ve bazı antidepresan ilaçlar erişkin aknesine yol açabilirler.

Diyet ile Akne Arasında Bir İlişki Var mıdır?

Akne ile yediğimiz gıdalar arasında direk bir bağlantı bulunmamıştır. Ancak son zamanlarda kan şekerini hızlı yükselten gıdaların insülin ve bazı hormonların yükselmesine neden olduğu ve akne oluşumunu tetiklediği gösterilmiştir. Bu gıdalar başlıca; süt ve süt ürünleri, çikolata patates, beyaz ekmek, şeker, fast food gıdalar, yağda kızartılan yiyecekler hazır meyve suları gibi örneklerdir.

Güneş İle Akne Arasında İlişkili Var mıdır?

Güneş ışınları akneyi hafifletebilir ancak yağsız güneş koruyucu ürünler kullanılmalı ve direk güneş altında durulmamalıdır. Aksi halde leke kalabilir.

Ayrıca Cilt bakımı için kullanılan yanlış kozmetikler, ve stres ciltte yağ salgısını artırarak akneye yol açar.

Akne Tedavisi Nasıl Olur?

Akne dermatolojik tedavi gerektiren bir problemdir. Tedavi planlanırken; hastanın yaşı, altta yatan hastalıklar, kullanılan ilaçlar, beslenme düzeni, cilt bakımı için kullanılacak ürünler, yerleşim bölgesi, daha önceki tedaviler gibi birçok husus göz önüne alınmalıdır.

Medikal Tedaviler

Cilt temizliği, nemlendirilmesi, yağ salgısını ve bakteriyel çoğalmayı azaltmaya yönelik içeriklere sahip kremler, losyonlar, tonikler, ağız yoluyla alınması gereken antibiyotikler ve ileri aknede kullanılan ilaçların yanı sıra, çinko, B3 vitamininin cilde uygun formu, probiyotikler gibi besinsel takviyeler hastanın klinik ihtiyacına göre aşamalı bir şekilde kullanılabilir. Her hasta için tedavi özeldir, kişisel ihtiyaca göre belirlenir.

Cilt Uygulamaları

Profesyonel cilt temizliği, kistlerin boşaltılması, peeling uygulamaları, mezoterapi, dermapen gibi uygulamalar akne oluşumunun önlenmesinde ve mevcut aknelerin hızlı kurutulmasında etkilidir.

Cihaz Uygulamaları

Çeşitli Lazerler, İğneli Radyofrekans, İPL, Fotodinami ve Led Işık gibi cihazlarla akne tedavisi başarıyla yapılmaktadır.

Lazerle Akne Tedavisi

Akne tedavisinde Q Switched ND Yağ Lazer, Fraksiyonel Lazerler ve IPL(yoğun atımlı ışık) kullanılmaktadır.

Q Switch ND Yag Lazer

Akne tedavisinde en iyi sonuç veren lazerlerdir. Lazer ışınları ile sivilce oluşumunda etken olan bakteriler tahrip olur. Işınlar yağ bezlerini ısıtarak tahrip eder ve yağ kanallarının azalmasına ve küçülmesine sebep olarak sivilce oluşumunu engeller. Q switch lazerler; özellikle karbon peeling uygulaması yoluyla, hem aktif aknelerde, hem de yeni akne oluşumunu engellemede, ciltteki ölü dokuların atılması ve gözeneklerin sıkılaştırılmasında ve siyah noktaların temizlenmesinde etkilidir.

Q switch ND yag lazer sivilce tedavisinde, 1-2 hafta aralıklarla, 3-6 seans uygulanır. İşlemin etkinliği 1. aydan sonra gözlemlenmeye başlar.

Uygulama sonrası genellikle ciltte kızarıklık ve kabuklanma olur. Bu durum iyileşme sürecinin bir parçasıdır. Uygun bakım kremleri ve güneşten korunma iyileşme sürecini hızlandırır.

Fraksiyonel Lazer

Fraksiyonel lazerler özellikle akne sonrası kızarıklık, kahverengilik, çukurlar ve kabarıklık gibi izlerin giderilmesinde çokça tercih edilir.

İğneli Radyofrekans (Altın İğne) İle Akne Tedavisi

Radyofrekans tedavisi, sivilce izlerinin tedavisinde oldukça etkilidir. Aynı zamanda aktif akneleri de tedavi edebilmektedir. Ciltteki gözenekleri sıkılaştırır, siyah nokta oluşumunu azaltır, cildin yağ üretimini dengeler. Sivilce izlerinin derinliğini azaltarak cilt yüzeyinin daha pürüzsüz ve düzgün görünmesini sağlar.

Genellikle ayda 1 kez 3 seans uygulanır. Derin akne ve yara izlerinde daha fazla seansa ihtiyaç duyulabilir. Uygulama sonrasında 1. Aydan itibaren ciltte parlaklık, gerginlik, yüz ovalinde toparlanma ve cilt yapısında düzelme görülür.

Akne tedavisinde Q Switch Lazer ile İğneli Radyofrekans kombinasyonu, tek başına yapılan tedavilere göre daha üstün başarı sağlamaktadır.

Sivilce izleri ve çukurlarında ise; Fraksiyonel Lazer ile İğneli Radyofrekans kombinasyonu tercih edilir.

Unutmayın ki bu bilgiler herkes için aynı olmayabilir. Tanı ve tedavi sürecinde dermatoloğunuzla birlikte yol almanız en sağlıklı ve güvenli yoldur.

    Call Now Button