Anti-aging de Neler doğru? Neler yanlış?
- Unutmamak gerekir ki; anti-aging bir bütündür. Bu bütünün içindeki belirleyici faktörler ise; Doğru yaşam seçimleri, etkili bir anti-aging cilt bakım rutini ve kliniklerde uygulanan, cildin yenilenmesini uyararak daha genç bir cilt gibi davranmasını sağlayan lazer ve ışık sistemleri, radyofrekans tedavileri, toksin ve dolgu uygulamaları, cilt kalitesini artırmaya yönelik mezolifting Güneşten korunmak, sigara ve alkolden uzak durmak, doğru beslenme ve hareketli bir yaşam, stresle baş edebilme yetisini kazanma doğru yaşam biçiminden kasettiklerimiz.Yürüyüş ve egzersizin cilde kan pompalanmasını artırdığı ve daha parlak, canlı bir cilt yaratmaya yardımcı olduğunu biliyor muydunuz? Etkili bir anti-aging stratejinin olmazsa olmazının doğru yaşam seçimleri olduğunu sık hatırlamakta fayda var. Hangi tedaviyi seçerseniz seçin; düzenli bir yaşam tarzınız yoksa cildiniz zamanından önce yıpranacaktır.
- Yeni teknoloji lazer sistemleri bize pek çok cilt problemini hafifletmekte son derece önemli anti-aging çözümler sağlıyor. Ama bunlardan faydalanmak için cildinizde herhangi bir problem olması gerekmiyor. Düzenli olarak bu tedavilerden destek almak cildiniz için harika bir egzersizdir. Hepsinin temelinde benzer bir prensip vardır. Cilt altında travma yaratarak, cildi kandırmak üzere tasarlanmıştır. Cilt altına gönderilen farklı enerjiler, ciltte hafif bir travma yarattığı için vücut bunu tüm iyileştirme güçlerini devreye sokmak için bir neden olarak görür. Bu da cilt kalitesini artıran, gençleştiren bir sürecin başlaması anlamına geliyor.
- Doğru uygulandığında nörotoksin harika bir anti-aging tedavidir. Evet, anında kırışıklıkları yumuşatmak konusunda en etkili yöntemdir, ama çoğu kişi tedavinin cildin geleceğine de bir yatırım olduğunu bilmemekte maalesef..
- Bana başvuran hastalarıma en çok anlatmaya çalıştığım şey doğallığın önemi. Hastalarım çok dolgun dudaklar, tüm çizgi ve kırışıklıklardan arınmış bir cilt gibi taleplerle geliyorlar. Ama başarılı bir uygulamanın kriteri doğallıktır, bu kesinlikle unutulmamalı. Çok fazla nörotoksin yaparak hiç kırışıksız bir yüz yaratmaya çalışmak bu doğallığı yok eder. Bir iki minik çizgiye takmak yerine bütüne odaklanmak gerekir.
- İnsanlar nörotoksinin kırışıklıkları yok eden bir tedavi olduğunu düşünüyor, ancak asıl yaptığı şey kası gevşetmektir. Söz konusu olan derin olmayan ve henüz yerleşmemiş kırışıklıklar ve ince çizgilerse, sadece kasları gevşeterek bunları hafifletmek, hatta geçici bir süre için silmek mümkün. Ama eğer derin ve yerleşmiş kırışıklıklar varsa, nörotoksin uygulaması sonrası dolgu maddesi enjeksiyonu da yapmak gerekiyor. Yani kombine bir tedavi protokolü uygulamak gerekiyor. Çoğunluk, dolgu maddeleri ile bütün sorunların çözülebileceğini düşünüyor ama bu doğru değil.
- Anti-aging tedavilere başlamak için çok ileri yaşları beklememek gerekir. Cildi stimüle edecek lazer işlemleri, kırışıklıkları hafifletecek lazer tedavileri, nörotoksin enjeksiyonlarından düzenli olarak faydalanarak cildinize devamlı destek vermiş oluyorsunuz. Bu tür tedavilere ileri yaşlarda başladığınızda hem cildinizdeki kolajen ve elastin azalmış oluyor hem de yapılan tedavilerin doğal bir etki yaratması zorlaşıyor. Mottonunuz erken yaşlardan başlayarak cilt kalitenizi artırmak, minik dokunuşlar yaptırmak olmalı.